Eklektik Manifest

Haneberduş yani evi sırtında olanı eskiler evsiz barksız, biraz da serseri olanları anlatmak için kullanırlardı. Oysa ikâmetgâhı belirsiz, ya da birden fazla yere ev deyip aidiyet kuran (ya da kuramayan), sürekli belleğini, kültürünü, varlığını seyrüsefer sırtında gezdiren her insan fazlasıyla haneberduştur.

Geleceğin Lefkoşa Bienali’ne giriş niteliğindeki Eklektik Manifest, yani birbirinden farklı olgu ve eylemlerden seçilenlerin ilanı, ilk yılında kendine tema olarak diasporayı seçti. Etimoloji diasporayı, “etrafa saçılmış tohumlar” olarak tarif ediyor. Dolayısıyla tema seçimine paralel olarak 1. Eklektik Manifest ilk çağrısını, geçmişte çeşitli gerekçelerle evinden ayrılmış (ya da ayrılmak zorunda kalmış), zaman içinde evine yeniden dönmüş ve sonra da oradan yeniden ayrılmış olan sanatçılara yaptı.

Birden fazla ev ve coğrafyanın arasında kendi üretim ağlarını ören, etrafa dağılmış bu tohumlar yaratım eyleminin gücünü bu sonu kestirilemeyen gel-gitlerden alıyor.

Bir zamanlar Kıbrıs’ta başlayan kişisel tarihler İsviçre, Fransa, İngiltere, İspanya, Türkiye ve pek çok farklı coğrafyaya yayıldı; oralarda evrilen fikirler kökleriyle harmanlanıp, onlarca yıl boyunca farklı sanat ve edebiyat çıktılarını yarattı. Eklektik Manifest ile birlikte bu çıktılar, çağın sorunları ile yüzleşerek Lefkoşa’ya, evlerine geri dönüyor (ne kadar kalacakları ve ne zaman yeniden ayrılacakları şimdilik müphem).